Otonom Tiroit Nodül Ablasyonu

Aktif Tiroit Nodülü Genel bilgi ve anatomi

Tiroit nodülleri tiroit bezinin sık hastalığı olup görülme sıklığı %20-76 dır. Ultrasonografi incelemelerinde kadınların %50 sinde, erkeklerin %30 sinde tiroit nodülü görülür.

Tiroit nodüllerinin %85-93 iyi huylu - benign olmakla birlikte toplardamarlara (juguler) bası, kozmetik sorunlara yol açma, potansiyel kötü huylu nodüllere (malign transformasyona) dönüşme riski taşıyabilirler. Tiroit nodüllerinde kötü huylu nodül (malignite) riski yaklaşık %5-15 oranındadır.

Geleneksel olarak tiroit nodüllerinin tedavisi cerrahi ve ilaç (levothyroxine) tedavisidir. Cerrahi nodül için tam tedavi (küratif) olmakla birlikte genel anestezi gerektirmesi, ameliyatın yol açtığı (iatrojenik) tiroit dokusunun yetersiz çalışması yani hipotiroidizme yol açması ve ameliyata bağlı ciltte skar oluşturması dezavantajlarıdır. İlaç tedavisi olarak verilen  Levothyroxine tedavisi de tiroit bezinin fazla çalışması olarak tanımlanan hipertirodi bulgularına yol açabilir.

Cerrahi ile karşılaştırıldığında tiroit ablasyon tedavisinin cerrahiye üstünlüğü;

  • daha az yan etki - komplikasyon,
  • kısa hastane kalış süresi,
  • genel anestezi gerektirmemesi,
  • ciltte skar oluşturmaması ve
  • tiroit fonksiyonlarının korunmasıdır.

Otonom Tiroit Nodüllerinde (OTN) Ablasyon

Otonom yani kendi kendine fonksiyon gören ya da faaliyet gösteren yani tiroit hormonu salgılayan nodülü kapsar. Otonom çalışan nodülleri (OTN) Plummer’ s adenoma olarak da bilinir, temelde iyi huylu - benign, fonksiyon gösteren nodül olarak tanımlanır.

Tiroit bezine yönelik yapılan bir inceleme olan tiroit sintigrafisinde sıcak nodül (hot spot) olarak görülür. Görülme sıklığı %0.9-9 dur. Fonksiyonel anormallik normal tiroit hormon seviyesinden (ötirodizmden) klinik oluşturmayan (subklinik) fazla tiroit bezi çalışmasına (hipertiroidizme (pretoksik nodül)) ve belirgin fazla tiroit bezi çalışmasına (hipertiroidizm (toksik nodül)) e kadar değişebilir.

Cerrahide etkilenen tiroit lobun alınması yani tiroit bezinin nodülün bulunduğu yarısının çıkarılması (hemitiroidektomisi) standart tedavidir. Cerrahi yapılan vakaların %2.1’ e kadarında kalıcı tek taraflı ses siniri (laringeal sinir) felci sorun olmaya devam etmektedir.

Radyoaktif iyot tedavisi (RAI) tiroit bezinin fazla çalışmasını (hipertiroidizmi) çözmek yönünden artan bir sıklıkta kullanılmaktadır. Radyoaktif iyot tedavisinde verilen radyoaktif iyotun doz hesaplanması temel sorundur. RAI’ un optimal dozu nodülü sessizleştirirken klinik olarak az çalışan tiroit bezi (hipotiroidizm) oluşturmamalıdır. RAI’ nın küçük ve orta çaplı nodüllerde etkili olduğu, hamileler, emziren annelerde uygulanmaması gerektiği bildirilmiştir. Antitiroid ilaçlarının da RAI öncesi 21-25 gün kesilmesi gerekmektedir. Bu tedavide hastanın radyasyon maruziyeti de sorun olmaya devam etmektedir. RAI’ de I131’ in teröpetik aktivitesi 15 mCi (mikroküridir). Genç erkeklerde kısırlığa yol açabilen sperm hareketliliğini azaltma riski bulunmaktadır.

Termal ablasyon öncelikli olarak kullanılmaz. Termal ablasyon 2015 Guideline da (American Thyroid Association Guidelines) OTN tedavisinde yenilik olarak kabul etmiştir. Cerrahi uygulanamayan ya da RAI yetersiz yanıtta termal ablasyon tedavi olarak uygulanmalıdır.

Genç hasta, OTN, küçük boyutta termal ablasyon öncelikli olabilir. Radyoaktiviteden ve geç tiroit bezi az çalışmasından (hipotiroidizmden) korunmak yönünden termal ablasyon düşünülebilir.

Yapılan araştırmalarda radyoaktif iyot tedavisi ve radyofrekans ablasyon (Cervelli R, et al. Clinical Endocrinology 2019) karşılaştırıldığında;

  • Nodülün hacim azalma oranları (VRR) arasında istatistiksel farklılık bulunmamakla birlikte bu oranlar RAI için %68.4, RFA’ da %76.4
  • Fonksiyonel tedavi başarısı -tiroit bezinin normal fonksiyon göstermesi (ötiroidizm) RAI' de %72, RFA’ da %90.9
  • Tedavi sonrası klinik tiroit çalışmasında azalma (hipotiroidizm (overtreated)) RAI’ da %20, RFA’ da %0. olup bu sonuçlara göre radyofrekans ablasyon tedavisi radyoaktif iyot tedavisine üstündür.

RFA avantajları

  • Radyasyon maruziyeti olmaması<o:p></o:p>
  • Tedavi sonrası tiroit bezi az çalışması (hipotiroidizm) görülmemesi<o:p></o:p>
  • Tedavi gününe kadar antitiroit ilaçların kesilmemesi<o:p></o:p>
  • Emziren, kardiyovasküler hastalığı bulunanlarda ve genç hastalarda avantajlı olmasıdır.